“Korktuğum başıma geldi!”, “Ben bugünün kötü geçeceğini hissetmiştim zaten!”, “Kötüyü çekiyorum işte!” gibi cümleler kuruyor ya da düşüyorsanız bu yazı tam da sizin için.
Bir kâhin veya büyücü olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz, üzgünüm ki değilsiniz ve hayır maalesef ki geleceği de göremiyorsunuz. Altıncı his mi? O da değil. Sandığınız kadar karmaşık veya mistik şeyler de olmuyor. Buna sebep olan, sizden başkası değil. Kendini gerçekleştiren kehanet olarak bilinen pygmalion etkisi, ilk kez 1984 yılında toplum bilimci Robert Merton tarafından tanımlanmıştır. Peki nedir bu kendini gerçekleştiren kehanet? Beklenti ve inançlar, davranışları belirleyen en temel kavramlardır.İnsan beyni bir süre sonra kaçınılmaz olarak inancaları doğrultusunda davranmaya başlar. Kişi aklında olan kehanetleri bilinçsiz bir şekilde “başına” getirir. Örneğin iş görüşmesinin çok kötü geçeceğine inanan ya da günün kötü geçeceğini “hisseden” biri sadece olumsuzluklara ve hatalara odaklanma eğilimindedir, kafasının içinde korku senaryoları döner durur… ve sonunda istemsizce bu beklentilerine uygun olarak davranmaya başlar. Aslında korktuğu senaryoyu tek tek yaşarken bulur kendini. Yani “Korktuğu başına gelmiş olur”. Zaten tam da bu nedenle ismi kendini gerçekleştiren kehanettir. Peki bu sadece bizimle mi ilgili? Tabii ki hayır. Kendimizle kalmayıp çevremizde de bu etkiyi oluşturabiliyoruz. Örneğin kişi yakın görmediği birisine samimi davranmazsa, bu durumda karşıdaki insan da buna uygun olarak karşılık verir. Aslında o kişiyle olan iletişimini ve karşısındakinin ona yaklaşımını da istemeden (veya isteyerek) kendi doğrultusunda şekillendirmiş
Pygmalion etkisi ile ilgili yapılan birçok çalışma literatürde mevcuttur. Bunlardan bir tanesi olan ve fazlasıyla ses getiren, Rosenthal’ın 1968’de yaptığı araştırmadır. Bu çalışmada 18 öğretmen ve 650 öğrenciye sahip bir okulda bir gurup öğrenciye, (öyle olmadıkları halde) zeki grup demiş hatta bununla da kalmayıp üstün zekalı olduklarını söylemiş ve bir yıl boyunca gözlemlemiştir. Sonuç ne mi olmuş? Zeki olarak nitelendirilen öğrencilerin, diğer öğrencilere kıyasla akademik olarak daha başarılı oldukları ve motivasyonlarının oldukça arttığı, hatta şaşırtıcı şekilde zekâ puanlarında dahi belirgin bir artış olduğu gözlemlenmiş. Yani, kehanet kendini gerçekleştirmiştir. Ayrıca gördüğümüz gibi sadece olumsuzluk üzerine konuşulmamalı; burada temel olan nokta inançlar ve beklentilerdir. Nasıl yönlendirdiğimiz büyük önem taşır.
Yani, beynimiz sandığımızdan çok daha güçlü. Yanlış tanımlama veya inancı gerçeğe dönüştürme gücümüz var! O zaman bu gücü neden olumlu yönde kullanmayalım?
KAYNAKÇA
Alkan, D. P. (2019). Çalışan Motivasyonuna Yeni Bir Bakış Açısı: Pygmalion Etkisi. İş'te Davranış Dergisi, 4(1), 1-10.
Madran, H. A. D., & Andaç, H. (2012). Temel Beklenti Etkisi: Kendini Gerçekleştiren Kehanet. Ayrımcılık Çok Boyutlu Yaklaşımlar, 29-40.
Mercan, N. (2018). Kendini gerçekleştiren kehanet teorisi bağlamında kadınlarla ilgili kalıp yargılara yönelik bir araştırma.
Güzel yazı, tebrik ederim.
YanıtlaSiltebrik ediyorum çok yararlandım RECEP VAROL
YanıtlaSil