Ana içeriğe atla

DUYGULARI KABULLENMEK: KABUL VE KARARLILIK TERAPİSİ



Üzüntünüzü sevin! 

Aslında olumusuz duyguların sandığımız kadar korkunç olmadığını, tüm amacının sizi korumak olduğunu biliyor muydunuz? Bildiğimizin Aksine Stres başlıklı yazımızda stresin faydasını detaylı bir şekilde konuşmuştuk. Bütün duygularımızın bize olan faydasını detaylandırabiliriz fakat bu yazıda duyguları kabullenmek, onlarla barışmak üzerine konuşacağız.

Küçüklüğümüzden bu yana üzüntünün, korkunun, kaygının ve tüm olumsuz sayılan duyguların kötü olduğunu, bir an önce bertaraf etmemiz gerektiğini öğrendik. Örneğin bir anne çocuğunu mutsuz görmeye tahammül edemez, bu durum çok normaldir ancak anne istemeden de olsa çocuğunu olumsuz duygulara tahammül edemeyen birine dönüştürür. Ailemizden gördüğümüz yaklaşımlar benliğimizi oluşturur annesinin kendi mutsuzluğuna tahammül edemediğini gören bir çocuk bunu kendi duygularına da uyarlayacak, "Benim bunu hissetmem yanlış!" diye düşünecek, tıpkı öğrendiği gibi bu duyguyu yok etmeye çalışacak ve yok edemezse suçluluk duyacaktır. Hayattaki deneyimlerimizi nesiller boyu aktarırız bu sebeple önce kendimiz tüm duygularımızı kabullenmeliyiz.

Tüm duygularımızı sevmeye çalışabilir, sevemesek de onlarla barışabiliriz. Kişinin duygularıyla barışması kendiye barışmasından geçer. Üzüntü sevinç kadar, bizim duygumuzdur. Mutsuzluk mutluluk kadar, öfke sevinç kadar, aşk da nefret kadar bizim duygumuz olduğu gibi. Tüm duygular gelir ve gerçerler, sadece doğalarında zamanında yaşanmak vardır. Biz bu duygulara geldiği zaman orada durmalarına izin vermezsek, uzun vadede beklemediğimiz bir anda başka bir psikolojik sorunla karşı karşıya kalabiliriz. 

Yapılan araştımalar bize gösteriyor ki duygularımızdan kaçmak depresyon ve anksiyetenin başlıca sebebi. Duygularımızı tamamı ile kabul etmekse anlamlı düzeyde olumlu bir etki yaratıyor. Hatta bununla ilgili terapi yaklaşımı bile var: Kabul ve kararlılık terapisi. Bu yöntem kişilerin istenmeyen duygu ve düşüncelerle savaşmadan onları gözlemlemelerine, şimdiki ana yoğunlaşmalarına ve tüm duygularına yer açabilmelerine yardımcı olmayı hedefler. 

Gördüğümüz gibi kişinin duygularını varolduğu şekilde kabul etmesi oldukça faydalı bir yöntemdir. Kabullenmek insanda hafifleme duygusu yaratır ve özşefkati arttırır. 

Bu süreç burada bahsettiğimiz kadar kolay değil ancak mümkün. Her şey istemekle başlıyor!



KAYNAKÇA

Uğur, E. (2018). Kabul ve Kararlılık Terapisi Yönelimli Psikoeğitim Programının Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Üzerindeki Etkisi. Sakarya Üniversitesi, 29179406.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

RÜYALAR BİZE NE ANLATIYOR?

"Günün birinde hekimlerin dikkatlerini düşlerin “psikolojisi”nin yanı sıra “psikopatolojisi”ne de yöneltmek zorunda kalacakları konusunda hiç kuşku yoktur." S. Freud Eski dönemde rüyalar büyücülük ve kehanetle ilişkilendirilir, geleceğe dair bilgiler verdiği verdiği düşünülürdü. Ancak günümüzde anlıyoruz ki rüyalarımız bize geceğe dair değil geçmişe dair bir şeyler anlatmaya çalışıyor ve psikolojik olarak anlamlandırılabilen inceleme alanları oluşturuyor. Uyku en basit haliyle kişinin geçici biliçsizlik hali olarak ifade edilebilir. Uyku halindeyken zihin kendini dış dünyaya kapatılır. Zihin uyumaz ancak uyku koşulları uyanıklık koşullarından daha farklıdır bu koşullar sonucu rüyalar oluşur. Günümüzde en kabul gören görüş bilinçdışımızda bastırılan düşüncelerin rüya yoluya ortaya çıktığıdır. Ancak her görüğümüz rüya bir anlam ifade etmeyebilir. Mesela korku filmi izleyip çok etkilendiyseniz bunu rüyanızda görebilirsiniz, burada anlamlar aramak yersiz olacaktır.  Peki rüyalar ...

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB)

"Ütünün fişini çekmiş miydim?", "Kapıyı kitledim mi?", "Ocağın altını açık mı bıraktım?" Bu tarz endişeleri yaşamayan yoktur. Obsesif kompulsif bozukluk'da bu endişeler şiddetli olarak yaşanır, OKB'nin bireyde hastalık olarak değerlendirilebilmesi için bu düşüncelerin kişin hayatını ele geçirmesi ve işlevselliğini etkilemesi gerekir. Örneğin OKB tanısı almış bir kişi dışarı çıkacağı zaman kapıyı kitlediğinden emin olamaz ve defalarca kapıyı kontrol etmek için geri döner, bu tekrar o kadar uzar ki gideceği bulaşamaya geç kalır ya da hiç gidemez. Obsesyon istenmeyen, rahatsız edici, gerçeklikten uzak düşünce ve görüntülerin kişinin zihninde tekrar etmesi ve bu düşünce veya imgelerin zihninden atamaması olarak tanımlanabilir. Bu düşüncelerden dolayı kişi suçluluk veya rahatsızlık hisseder, yoğun bir kaygı yaşar. Kompulsiyon ise bu rahatsız edici düşüncelerden kurtulmak için yapılan birtakım ritüeller yani tekrarlayıcı davranışlardır. Örneğin elinin pi...

KEDİLERİN İNSAN PSİKOLOJİSİ VE BEDEN SAĞLIĞINA ETKİSİ

Kedi şüphesiz ülkemizde en sevilen hayvanlardandır. Öyle ki yurtdışında İstanbul kedileriyle ünlüdür. Son yapılan araştırmalar sonucundaysa kedilerin anavatnının Anadolu olduğu keşfedildi. Gerek yaptıkları şirinliklerle gerek ilginç davranışlarıyla olsun insanlara kendini sevdirmeyi hatta yaşadıkları evin bir ferdi olmayı kolayca başarırlar. Bu zamana kadar kedi almayı düşünmediyseniz ya da şüpheleriniz varsa burada saydıklarımız karar vermenize destek olacaktır.  Peki kedilerin insan psikolojisi ve beden sağlığı üzerinde nasıl etkileri bulunur? Gelin biraz bunu konuşalım. Kediler bulundukları ortamdaki gerginliği alarak sıcak bir atmosfere çevirirler. sevildiğini anlayarak bu sevgiye karşılık verirler ve sahipleriyle duygusal bir bağ oluştururlar. " Benim annem/babam kedi sevmiyordu şimdi hepmizden çok seviyor" cümlesi hiç birimizin yabancı olmadığı bir cümle olsa gerek. Kedi sevmeyen insanlar kedilerle kısa bir süre vakit geçirdikten sonra onlarla duygusal bağ kurarlar. Hi...